İzmir'in batısında yer alan Narlıdere, Balçova ile
Güzelbahçe ilçeleri ile sınır komşusudur. İzmir Körfezi'nin en temiz sularına
sahip olan Narlıdere, Çatalkaya Dağı'nı kaplayan çam ormanlarıyla oksijen
deposu konumundadır. Doğusunda Balçova, batısında Güzelbahçe ve Menderes İlçesi, kuzeyinde İzmir Körfezi
ile çevrelenir. İlçenin yüzölçümü 63 km²’dir.
Narlıdere'nin ilk yerleşimi ile ilgili sağlıklı bilgiler
bulunamamakla birlikte, İzmir tarihinden ayrı düşünemeyeceğimiz bölgenin Hitit
yazıtlarına göre MÖ 2000'lerde Luvilerin egemenliği altında olduğu
bilinmektedir. Daha sonra sırasıyla Lidyalılar, Persler, Büyük İskender'in MÖ
332'de Batı Anadolu'yu ele geçirmesiyle kısa bir dönem Makedonya Krallığı,
Bergama Krallığı ve M.Ö 133 - M.S. 395 arası Romalılar egemenlik sürmüştür.
Romalılar tarafından Luvi dilinde “Su geçidi, boğaz” anlamına gelen AKHİLLEON
adıyla anılan bölge Roma İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Bizans egemenliğine
geçmiştir. 1071 Malazgirt savaşından sonra, Türk Boylarının Batı Anadolu'ya
ulaşmasıyla bölgenin 1081 yılında
Selçuklu Beylerinden Çaka Bey tarafından ele geçirilerek, bir beylik kurulduğu bilinmektedir. Selçuklu, Bizans, Cenevizliler
ve Rodos Şövalyeleri arasında el değiştiren bölge, Selçuklu
İmparatorluğunun yıkılmasıyla
Aydınoğuları Beyliğinin egemenliğine girmiş ve 1425 yılında Sultan II. Murat
tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Narenciye ve çiçekçilik, Narlıdere'nin en büyük gelir
kaynaklarını oluşturmaktadır. Bölgenin en büyük narenciye bahçelerine sahip
ilçe, sera çiçekçiliğinin de önemli merkezlerinden birisini oluşturmaktadır.