Attila İlhan; 15 Haziran 1925 tarihinde İzmir/Menemen'de doğdu. İzmir'de Karşıyaka Cumhuriyet İlkokulu' ve Karşıyaka Ortaokulu'nu bitirdi. İzmir Atatürk Lisesi'nde öğrenci iken, Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesine aykırı davranma savıyla tutuklandı, okulundan uzaklaştırıldı. Danıştay kararı ile yeniden öğrenim hakkı kazanarak İstanbul Işık Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde başladığı yüksek öğrenimini yarıda bırakarak 1949-1965 arasında aralıklı olarak altı yıl Paris'te yaşamını sürdürdü. Dönüşünde gazetecilik, yayın yönetmenliği, yayın danışmanlığı, yazarlıkla yaşamını kazandı.
Yeni Edebiyat, Yücel, Genç Nesil, Fikirler, Varlık, Aile, Yirminci Asır, Seçilmiş Hikâyeler, Kaynak, Ufuklar, Mavi, Yeditepe, Dost, Yelken, Ataç, Yön, Milliyet Sanat, Sanat Olayı dergilerinde şiirleri yayınlandı. Garip ve İkinci Yeni şiirine karşıydı. Mavi dergisinde Maviciler diye bilinen toplumsal gerçekçilik akımının sözcüsü oldu. Şiiri başlangıçta Nâzım Hikmet ve halk şiirinin biçimsel özelliklerinden etkiler taşıyordu. Zamanla taşkın, çarpıcı, belleklerde kolay yer eden imgelerle örülü, toplumsallaşmış bireyi temel alan, kimi zaman öykülemeye dayalı, divan şiiri olanaklarından da yararlanmayı bilen, duyarlılığı yüksek bir nitelik kazandı.
11 Ekim 2005 tarihinde vefat eden Attila İlhan'a ait Mustafa Kemal şiiri:
- Dağ başını efkâr almış,
Gümüş dere durmaz akar, -
Gözyaşından kana kesmiş gözlerim:
Ben ağlarım, çayır ağlar, çimen ağlar.
Ağlar - ağlatır: Cihan ağlar,
Mızıkalar iniler; ırlam - ırlam dövülür,
Altmış - üç ilimiz: Altmış - üç yetim.
Yıllar gelir - geçer: Kuşlar gelir -geçer,
Her geçen, seni bizden parça -parça götürür.
Mustafa'm! Mustafa Kemal'im!
Diz dövdüm:
Gözlerim şavkı gitti Sakarya'nın suyuna.
Sakarya'nın suları namın söyleşir.
Hemşerim Sakarya! Öksüz Sakarya!
Ankara'dan uçan kuşlar,
"Kemal'im" der, günler - günü çağrışır.
Kahrolur, bulutlara karışır.
Gök bulut, yaşamak bulut.
Uca dağlar, dev - boyunlu morca dağlar,
Divan durmuş, bekleşir.
Mustafa'm! Mustafa Kemal'im!
Nasıl böyle varıp geldin? Hoş geldin!
Çıngı kaymış, alazlanmış gözlerin,
Sol gözünde güneş - südü sıcaklık
Ellerinden öperim Mustafa Kemal.
Senin dalın yaprağın, biz senin fidanların.
Biz, bunları yapamadık.
Sen elbette bilirsin, bilirsin Mustafa Kemal:
Elsiz - ayaksız bir yeşil yılan
Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal!
Hani bir vakitler, Kubilây'ı kestiler.
Çün buyurdun! Kesenleri astılar,
Sen uyudun. Asılanlar dirildi.
Mustafa'm! Mustafa Kemal'im!
Karalar kuşanmış, Kaadeniz akmam diyor,
Dokunmayın! Ağlamaktan bıkmam diyor.
Bu gece kıyamet gecesi.
Bu vapur Bandırma vapuru.
Yattığı yer nur olsun Mustafa - Kemal,
Ben ölümden korkmam diyor,
Korkmam diyen dilleri: Toz oldu - toprak oldu.
Bir kusur işledik, bağışlar mı kim bilir
O bize öğretmedi kazan kaldırmasını.
Günahı - vebâli öğretenin boynuna,
Erdirip - dolduran'a ana - avrat sövmesini.
Yüreğim kırıldı. Kanım kurudu.
Var git Karadeniz! Var git başımdan.
Mızıka çalındı: Düğün mü sandın
Bir yol koyup gideni gelir mi sandın?
Mustafa'm! Mustafa Kemal'im!
Ankara'nın taşına bak!
Tut ki baktım: Uzar gider efkârım:
Çayır ağlar, çimen ağlar. Ben ağlarım:
Gözlerimin yaşına bak!
Ankara Kalesi'nde, Rasat Tepe'de
Bir akça - şahan, gezer, dolanır
Yaşın - yaşın, mezarını aranır,
Şu dünyanın işine bak -
Mustafa'm! Mustafa Kemal'im!
Attila İLHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder