18 Aralık 1922 tarihinde, Ankara’dan hasta olarak Karşıyaka’ya gelen Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, hekimlerin ve Latife Hanım’ın itinalı bakımlarına rağmen 14 Ocak 1923 tarihinde Karşıyaka’daki bugün “Latife Hanım Anı Evi” olarak hizmet veren binada vefat etmiştir.
Annesinin ölüm haberini Eskişehir’de, Başyaver Salih Bey (Bozok) tarafından çekilen telgrafla alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, önceden planlanmış programına devam ederek, İzmir’e o anda gitmesi mümkün olmadığından Salih Beye telgraf ile cevap verdi.
- "Verdiğiniz elim haber beni çok müteesir etti. Merhumenin münasip bir tarzda merasimi tedfiniyesini ifa ettiriniz."
15 Ocak 1923 günü öğleden sonra yapılan Zübeyde Hanım’ın cenaze törenine; Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Bey, Kazım (Özalp) Bey, Fahrettin (Altay) Paşa, Mürsel (Bakü) Paşa, İzzettin (Çalışlar) Paşa ve Abdurrahman Nafiz (Gürman) Paşa, Latife Hanım ile birlikte katıldılar.
- "Verdiğiniz elim haber beni çok müteesir etti. Merhumenin münasip bir tarzda merasimi tedfiniyesini ifa ettiriniz."
15 Ocak 1923 günü öğleden sonra yapılan Zübeyde Hanım’ın cenaze törenine; Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Bey, Kazım (Özalp) Bey, Fahrettin (Altay) Paşa, Mürsel (Bakü) Paşa, İzzettin (Çalışlar) Paşa ve Abdurrahman Nafiz (Gürman) Paşa, Latife Hanım ile birlikte katıldılar.
Yoğun işlerini tamamlayan Atatürk 27 Ocak 1923 tarihinde İzmir Karşıyaka’ya geldi. Trenden iner inmez, annesinin mezarını ziyarete gitti ve büyük bir teessür ve heyecan içinde gözleri dolu dolu;
- "Annem ölmüş, bu hazin hakikat karşısında benim için teselliye sebeb bir nokta var; Kurtuluşu hepimiz için, gaye-i emel ifade eden bu güzel İzmir’in mukaddes topraklarına gömülmüş olmasıdır. Annem benim için çok sıkıntılar çekti. Allah orada ona rahat uyumasını nasip etsin." diye içini döktü.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, bir gün annesi için Latife Hanımefendi tarafından yaptırılan mermer sandukalı ve uzun kitabeli kabrin fotoğrafını görmüş, hiç beğenmemiş, hele kitabede, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ Valide-i Muhteremleri Zübeyde Hanımefendi’nin" diye başlayan cümleden hiç hoşlanmamışlardı.
Bir gün Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak Bey’e, "İlk fırsatta İzmir’e giderek, bu sandukayı ve kitabeyi kaldırtırsın, dağdan iki büyük ve uzun taş getirtirsin, birini olduğu gibi temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafına diktirirsin. Bir yerini de biraz düzelttirerek, "Atatürk’ün anası Zübeyde burada yatmaktadır." diye yazdırırsın, altına da ölüm tarihini koydurursun, yeter." emri ile bugünkü anıt mezar yaptırıldı.
- "Annem ölmüş, bu hazin hakikat karşısında benim için teselliye sebeb bir nokta var; Kurtuluşu hepimiz için, gaye-i emel ifade eden bu güzel İzmir’in mukaddes topraklarına gömülmüş olmasıdır. Annem benim için çok sıkıntılar çekti. Allah orada ona rahat uyumasını nasip etsin." diye içini döktü.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, bir gün annesi için Latife Hanımefendi tarafından yaptırılan mermer sandukalı ve uzun kitabeli kabrin fotoğrafını görmüş, hiç beğenmemiş, hele kitabede, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ Valide-i Muhteremleri Zübeyde Hanımefendi’nin" diye başlayan cümleden hiç hoşlanmamışlardı.
Bir gün Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak Bey’e, "İlk fırsatta İzmir’e giderek, bu sandukayı ve kitabeyi kaldırtırsın, dağdan iki büyük ve uzun taş getirtirsin, birini olduğu gibi temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafına diktirirsin. Bir yerini de biraz düzelttirerek, "Atatürk’ün anası Zübeyde burada yatmaktadır." diye yazdırırsın, altına da ölüm tarihini koydurursun, yeter." emri ile bugünkü anıt mezar yaptırıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder