25 Ekim 2015 Pazar

İZMİR'İN İŞGALİ VE KURTULUŞ SAVAŞINA ETKİSİ

30 Ekim 1918’de imzalanan  Mondros  Anlaşmasının  7.nci maddesi; İtilaf Devletlerine, ufak bahanelerle ülkemizin her noktasını işgal etme hakkı veriyordu. Anlaşma bütün detayları ile  sarayın bilgisi dahilinde  Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından imzalanmış ve düşman çarpışarak geçemediği Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından geçip başkent İstanbul’a dayanmıştı.
3 Kasım’da Musul, 6 Kasım’da Kerkük, 8 Kasım’da da İskenderun, 28 Mart’ta Antalya ve 15 Mayıs günü İzmir uyduruktan bahanelerle işgal edilmiş, İzmir’in nazlı bedeni Yunan çizmesi altında kalmıştı.
15 Mayıs 1919 günü ağababalarının  donanmasının koruması altında Yunan ordusu İzmir’e asker çıkararak işgale başlamıştır. Yunanistan işgali haklı göstermek güçlendirmek için önce bölgedeki Rumların Türklerden daha kalabalık olduğunu iddia etmiş, fakat bu fikri çürütülünce bölgedeki Rumların Türkler tarafından katledilmek üzere olduğunu söyleyerek Hıristiyan dünyasının da desteğini sağlamaya çalışmış ve bunda bir süre için başarılı olmuştur. İzmir’in işgali Yunanistan için büyük bir önem taşıyordu; Megola İdea yani büyük Yunanistan ideali artık gerçekleşmekteydi. Batı Anadolu’yu kapsayan Bizans İmparatorluğu yeniden kurulabilecekti. Bu nedenle Yunanlıların yaptıkları işgal hareketleri bölgede düzeni sağlamak yerine Türk nüfusunu yok etmek için katliamlar yapılması şeklinde gerçekleşmiştir. Bu durumu daha önceden tahmin eden Türk Halkı bu nedenle İzmir’in işgaline diğer işgallerden daha fazla tepki göstermiştir.
Daha İzmir’e çıktıkları ilk gün katliam yapmaya başlayan Yunan ordusuna karşı ilk kurşun İzmir’de gazeteci hasan Tahsin tarafından sıkılmıştır. Kısa bir süre içinde Yunan işgaline karşı silahlı direniş grupları oluşmuştur. Fakat Yunan ordusu bu engellemeler rağmen işgallerine devam etmiştir. İzmir’in işgali Ege Bölgesinde milis kuvvetler olan Kuva-yı Milliye’nin kurulmasına neden olmuştur. Kuva-yı Milliye birlikler Yunan Kuvvetlerinin ilerleyişini durduramamış fakat yavaşlatmıştır.
Yunan işgali itilaf devletleri’nin verdiği destek sayesinde 1922 yılında Sakarya Irmağı’na kadar ulaşacaktır.

İşgal günü Yunan birlikleri şehirde zafer turu attılar. Bu zafer turu sırasında Türk subayları sahil şeridine dizdiler. Bir Türk Subayı “Yaşasın Venizelos" diye bağırmadığı için şehit edildi.  Yunanlar ilk günde 400 kişiyi hunharca öldürdü. İzmir'in işgali ile bir çok asker istifa ederek Milli Mücadele'ye katıldı. Aynı zamanda İzmir'de kalan Türkler de işgalin getirdiği huzursuzluğa dayanamadı ve Anadolu'ya göç etti. Kalmakta ısrar eden Türk ailelerse Yunan askerinin tavırlarına ve yaptıkları eziyetlere daha fazla dayanamayıp Anadolu'daki milli mücadeleye destek vermek amaçlı olarak göç ettiler.

Ulusal bir felaket olarak görülen İzmir’in işgali, Türkiye çapında müthiş bir ulusal tepkiye yol açtı. 23 Mayıs'ta Fatih ve Sultanahmet'te Türk siyasi tarihinin o güne kadarki en büyük kitle gösterileri düzenlendi. Direniş fikri, İttihat ve Terakki yandaşlarının görüşü olmaktan çıkarak tüm ülke sathına yayıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder